Özel Yazılar

Sıradan Bir Hükümlü

Kendimizden kaçmamız kendimizde olup biteni bilmediğimizdendir .. Nedir ki vicdanımız bizi günah işlememeye, isteklerimiz azaldığı için değil, insanı insan yapan yüksek değerlerin gereklerine uymamız gerektiği için zorlar. Ve biz tutkularımızdan sıyrılır, yüksek değerleri içimizde hissederiz. Ve susmada bile sözler, yalvarmalar vardır .. İnsanın yalnız sözle insan olduğu .. Yalnız sözle birbirine bağlandığı .. Erdemli olmayı göze alıp, bu yola girdiği .. Kendimizden almadığımız, kendimize verdiğimiz ömrümüzde hep kendi içimize inmeye çalışırız. İşimiz gücümüz kendimizledir. Ve bütün umudumuz kendimizdedir.

Kendimiz acı duyduğumuz her zaman bir başka kendimizi bulur. Değiştiğimiz, dağıldığımız, yok olduğumuz .. Böylelikle tam bir kendimiz değildir kavuştuğumuz; sukutumuz gelir kendimizle birlikte; ve sonra onunla dolu kalır düşlerimiz .. Bilmeyiz ki kaçmakla iyilikten çok kötülük ederiz kendimize.

Aynı yasanın ve aynı yazgının buyruğunda ki bizlere durmadan dönen çark böyle biçim veriyorsa ruhun fırtınalarını dindirmeyi kendimize her gelene kadar eziyet ettiğimizde fark ederiz. Kendimizi yaratmak isteyişimizde şimdi yapacak bir şey yok!

Kendimiz nihayetinde bu zavallı tecrübelerimizle birlikte hâlâ uslanmayan tecrübesizliğimizi bırakır ve gideriz. Ardımızda anılar kalır fakat kim bilecek, kim anacak, kim hatırlayacak?

Nedir ki bir daha yaşayamadığımız yaşamımız ertelemeler ve ihmallerle doludur. Şimdi yapmalıyız ertelemek yerine dediğimiz ve buna kendimizin de inanmadığı birçok arzumuz vuslatta saklı bizimle buluşmayı beklemektedir.

Bütün bu yaşananlar içimizdeki isteklerimize göre sessizce sevdiğimizi arar. Bazen haberimiz olmadan ilerler, belki de o kadar kişinin arasından tam istediğimizin yanına tesadüf ederiz. Bazen tesadüf bizi böyle ümidimizi geçen hakikatlerle karşılaştırır fakat çok defa da, görürüz ki içimizdeki istekler yaşamdaki gerçeklere uymaz!

Esasen her şey sürekli değiştiğinden geçen kervanların bir yerde kalmalarına imkân yoktur. Geçer gider yaşam kervanı böylece bizden bazı kervanları ileride kaybeder, sonra geride buluruz.

Biz ise daima kendi içimizde yaşattığımız geçmiş mevsimlerin şefkatini duyarız. Bizde yaşayan ve bizi kendi içinde yaşatan!

Her gördüğümüzü, her hissettiğimizi, her duyduğumuzu, her düşündüğümüzü unutup bırakarak, başka bir manzaraya, başka bir hisse, başka bir kendimize geçeriz. Eski ömrümüzden sukutumuz ruhumuzu tekrar sarar, bir daha dönmemecesine bizi sıradan bir hükümlü yapar.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu