Ömrümüzün Harabeleri
Ömrümüzün Harabeleri
İnsanların çoğu daima severler. Sevgi ve bağlılık duyma bahanesini hiç bir gün yitirmezler. Fakat asıl sevgi ve bağlılık duyma imkânını hiç bir gün bulamazlar. Bütün bir ömür içinde asıl sevgi ve bağlılığı ya bir defa bulmuş ya da hiç bir zaman bulamamış olurlar.
Böyle çokları bir araya geldiler mi, birbirlerini hiç anlayamaz, birbirlerine tahammül edemezler. Hiç olmazsa sevmedikleri halde sevdiklerini söyledikleri sözde bağlılıklarıyla sessizlik içinde kalsalar da haklarında ilk önce duyduğumuz sevgi azalmasa! Ya da hep manalı bir sessizlik içinde kalsalar da manasız hiddetlerinin sözde nefretlerine hiç düşmesek!
İşte böylece asıl sevgi ve bağlılığımız hayalde kalmaya, gönülden gönüle hitap eden nice sözler söylenmemeye ve duyulmamaya mahkûmdur. Nice insanlar vardır ki, ömürlerinde hiç bir sevme imkânını bulamamış ve hep bunun özlemiyle yaşamışlar ve nice insanlar da vardır ki, ömürlerinde kendilerine yakışmadığını bildikleri tahammül edemeyeceklerini isterler. Kendilerine mal etme ihtiyaçları öyle ihtiraslıdır ki, artık onlar için yaşadıkları bütün ömür boyunca devam eden bir gönül hatırasıdır. Bunun gibi hayalen nice çılgınlıklardan zevk alırız. Doğrusu her ömrün bir kısmı orada geçmiştir. Zira başkalarına, genel olana aykırı gözükmesi, yazgıda var olan hayatımızı, biz normal bulmaya ve ona alışmış olarak yaşamaya çalışırız.
Fakat bütün bu hayal edilen tahminler, herkesin gerçekten bu kadar uzak kalan gizli tatlı düşleri, bu kadar uzun süreli istekleri, bu kadar çılgıncasına rastgele ummaları, gülünçtür ki, bizlerin de bu kadar anlamsız hesapları çılgınlık denebilecek tuhaflıkları yok mudur? Bütün gönüllerin başkalarına anlatılmaz bir kapalılık içinde yaşayan isteklerle, arzularla dolduğunu daima görmez miyiz?
Herkes biraz ömrünün harabeleri içinde dünyanın büyük bir bölümünü eline geçiren kimsedir. O, üzüntüsünü paylaşacak bir dert ortağı, başına gelenlerden sızlanacağı bir can kulağı aramaktadır. Sanki en büyük avuntu dinlenilmek ve anlaşılmış gibi karşılanmaktır. Mademki paylaştıkça üzüntümüz sonlanıyor, biz kendimize hak verelim de başkaları vicdansızlık yapmaya devam etsin!
Ciddi, sebatlı bakışlarla kimseye görünmeksizin herkesten evvel gelen sevgi ve bağlılığımız, gönlümüzde kimseye görünmeden çalışır ve yine hiç kimseye görünmeksizin, herkesten sonra, bir gölge gibi, çıkar, gider. Yolunda ömrümüzü çürüttüğümüz, daimi sevgiyle bağlılık duyduğumuz, kendilerine inanarak ihya ettiklerimiz; hesapçılarımız, rakam, adet denilen şeyin önem ve büyüklüğünü ispat eden gözlemcilerimiz, sararmış benizleriniz, kalplerinizin fenalığına şahadet eder gibi yüzlerinizle, sümüklü böceklerin gönüllerinde derin uykularınız, nerede başlar, nerde biter?