İkinci Dünya Savaşı
İkinci Dünya Savaşı
Birinci Cihan Harbinin taze öcü ve hıncı duman duman tütüyor. Harap Fransa ve Belçika Almanlardan aldığı ağır tazminatla doğru – dürüst kalkınamamış daha. Mağlup Almanya’nın yıktığı kaleyi sırtında taş taşıyıp kan ağlayarak yapmak zorunda kalan bir esirden farkı yok. Eski devletler denklemi çoktan bozulmuş! Avusturya İmparatorluğu dağılmış, Osmanlı İmparatorluğu çökmüş, Rus Çarlığı tarihe karışmış; Türkiye Cumhuriyeti; ” Yurtta sulh cihanda sulh ” prensibine sadık ve şerefli istiklâline razı ve makul devlet olmuş; Almanya’nın başına geçen Hitler, Mustafa Kemal gibi insancıl, engin görüşlü, tecrübeli ve dahi bir asker değil; Avrupa’da hatta dünyada egemenlik kurmak iddiasında. Birinci Cihan Harbinden galip çıktığı halde doğru dürüst bir kazanç sağlayamamaktan üzgün İtalya’da çeşitli ideolojiler kaynaşıyor! Orada da Hitlerden maceraperest biri bulunuyor. Habeşistan’ı kolayca elde edilecek, hiçbir yerden yardım görmeden teslim olacak bir av diye seçmekte! Öte yanda Japonya, Avrupa medeniyetinin imkânlarından çabuk faydalanmış, o güne kadar uyuşuk ve geri kalan Çin’i sömürmeye girişmiş .. Bir ‘’ Dünya Kıyameti ‘’ kopmak üzere! .. 1939 yılı, Birinci Cihan Harbinin patlak verdiği 1914 yılından daha karanlık ve karışık .. Nihayet Almanya, İtalya ve Japonya bir ‘’ Mihver Birliği ‘’ kurarak saldırıya geçiverdiler.
Bir yeni güne gözünü endişe ile açan insanlar, bir yeni devletin daha haritadan silindiğini haber alıp dehşete düşmekteler: Avusturya yok, Çekoslovakya yok, sıra Polonya’ya gelmiş! ..
Birinci Cihan Harbinin nimetlerini geviş getiren, acılarını sineye çekip uyuşan İngiltere ile Fransa’nın doğrulup ‘’ yeter ‘’ demek sırası geldi. Almanya’nın ise Rusya ile bir saldırmazlık paktı yapması ile Polonya’ya saldırması bir oldu. Böylece 1 Eylül 1939 günü İkinci Cihan Savaşı başladı. Fransa ile İngiltere Almanya’ya harp ilan ettiler. Polonya toprakları Almanya ile Rusya arasında paylaşıldı. Ruslar bu kargaşalığı fırsat bilip eski çarlık emperyalizmine rahmet okutacak bir istilâcılıkla Baltık ülkelerine saldırdılar. Finlilerin kahramanca savunmasını kırdılar. Almanlar ellerini Ruslardan daha çabuk tutarak Danimarka’yı, Norveç’i, Hollanda’yı, Belçika’yı kapıverdiler. Bütün güçleri ile Fransa üzerine yüklendiler. İtalyanlar, Almanların zaferlerine konmak ümidiyle Fransa’yı 20 Haziran 1940 da arkadan vurdular. Fransa ‘’ Hattı Müdafaa Yoktur, Sathı Müdafaa Vardır ve o satıh bütün Vatandır ‘’ diyen büyük asker Atatürk’ün isabetli görüşünden habersiz; Majino hattının arkasına sığınmışken birkaç gün içinde topraklarını ve bağımsızlığını kaybediverdi. Fakat Hitler, zafer atının gemini kasmasını bilmiyordu. Artık azgın at, şaşkın ve sarhoş süvariyi sürüklüyordu. Böylece Macaristan’ı Bulgaristan’ı Yunanistan’ı çiğneyip geçtiler. Rusya içlerine var hızları ile ilerlediler. Ama Moskova önlerinde deli at sürçtü. Şımarık süvari yere düştü. Bu, harbin sonu demekti.
savaşında bir kuralı vardır. insanları yakmak değil deliler iş görmez diye öldürmek değil.. düşünce güzel görüntü kötüyse iş çıkmaz..