Özel Yazılar

Görmesini Bilen "İnsan"

insan-resimleriGörmesini Bilen “İnsan”

Her anı hakkıyla, yani hevesle ve içten geldiği gibi yaşamalı. Bize sunulan ile değil, olanakları kendi başımıza yaratarak. Zira bu zaman içerisinde de olabileceğimiz en iyi kişi olmak gerçekten de bir mecburiyettir bizim için. Kendimizi anlamaya çalışarak, insanlık gururunu ve değerini, hayattan zevk almayı, sevgi alıp verebilmeyi, zamanı daha iyi nasıl akıllıca kullanabileceğimizi öğrenebilmeliyiz. Aynı zamanda her insanın mükemmel olduğunu fakat o mükemmelliği yansıtmaya uğraşması gerektiğini de bilerek. Yeni öğrenimler, gözlemler ve deneyimler bize, bütünün ne olduğu konusunda bilgiler verdikçe esasen kâinatın ne denli sınırsız ve derin olduğunu göstermektedir. Bunu çok iyi deyimleyen;

‘’ Kendini tanımak ‘’, kişinin o ana dek yaptıklarını gözden geçirmek için arkasına baktığı an değil, o andan sonra yapacaklarına başlayabilmek için adımını atacağı andır. ‘’ der Sydney Harris

Çoğumuz çok ileri bir gelecekte yaşıyoruz ya da kendimizi geçmişe ait pişmanlıklarla yıpratıyoruz. Oysa gerçek değer, burada ve bu anda var olduğumuzdur. Hayal kırıklıklarımız, sonu gelmezmiş gibi görünen ıstıraplarımız, acılar ve korkularımız elbette ki hiç kimse bu unsurlardan sıyrılmış, arınmış bir hayat yaşayamaz. Bütün bu unsurlar hayatın bir yanı; ya, diğer yanı? Neşe, umut, güven, gülme, güzellik, sürpriz ve sevgi gibi.

Bazı kimselere göre, hayatı sevdiğini ileri sürenlerin, normal olmayan bir yanı var demek olduğunu düşünmeleri, daha da ileri giderek ya aptal ya da samimi değil, demeleri de ne gariptir!

Oysa

‘’ Hayat dinamik bir süreçtir. Katılma davetini kabul eden herkese kucak açar. Mutluluğun sırrı dediğimiz şey, hayatı seçme istediğimizden daha fazla sır değildir. ‘’  (Leo Buscaglia)

Olumlu insanî değerleri ifade etmek ve kabul etmek bize bu kadar zor gelmemeli. Bütün güzellikler, güzel duygular, kentlerde, sessiz ormanlarda, ıssız kumsallarda, köy yollarında yani ‘’ görmesini bilen insan ‘’ da saklanıyorlar!

Eski bir atasözü şöyle der: ‘’ Mutsuzluk yalnızca arkadaştan hoşlanmakla kalmaz, direnir arkadaş bulmakta! ‘’

Bazen çevremizde çok sevmemize rağmen karşılaşmak istemediğimiz insanlar vardır. Karamsar ve sürekli sorunlarını anlatan kişiler, sitem de ederler – beni niye aramıyorsun? Diyerek, haklı olabilirler de, ancak insan daha olumlu, daha güçlü olabilmeyi, dostu ile ya da arkadaşı ile sohbet ederken en azından nezaket göstererek sorunları ile karşı tarafı bunaltmamayı da bilmeli! Bununla birlikte her ciddi insanî ilişki, çaba gerektirir. Nitekim dostluklar kolay kurulmuyor. İki kişinin, her ikisi içinde en iyi olacak şeyi birlikte arayıp bulması o ilişkinin nasıl bir ilişki olduğu konusunda çok şeyi ifade edecektir. Mutlaka ki, hayatta kolay kolay taviz verilemeyecek konular vardır. Ciddi bir şey söz konusu olduğunda, karşımızdakiyle yarı yolda buluşmaya pek de gönüllü olmayız. Hatta kararsızlık göstererek, teslim olacağımızı, kendimizden bir şey feda ediyormuşuz gibi düşünerek, reddederiz. Hâlbuki iyi bir taviz, her ömürlü ilişki için son derece önemli olan o sevgiyle, karşılıklı saygıyla birlikte büyümemizi, gelişmemizi ve yaşamdan beklediğimiz mutluluğu mutlaka verecektir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu