Özel Yazılar

Gölgeli Bir Sığınak

Gölgeli Bir Sığınak

Kıyıların, denizlerin ve gökyüzünün birbirlerine karışır gibi olduğu bu geceler ruhlarımıza sevgilinin havası gibi siner, hudutsuz sevgisini kalbimize bastırarak bizim nefesimizi keser ve kalb mahfazamızı zorlar! Adeta arzularımız, yalnız onun dokunabileceği bir çiçeğe dönüşür.
Zira esiri olan kalbimiz, karşı konulmaz aşkının gözlerinde semasını bulur, şarkılarımız kalbimizi doldurur.  Mutluluğun aydınlığında,  o zamana kadar kendi karanlıklarında görmeye alışmadığı derinliklerini seçer, böylece bizi daha iyi duymaya, daha iyi görmeye ve hayatımızı daha iyi düşünmeye sevk eder. Sevdiğimiz hayat değişerek devam ettikçe daha güzel ve etkili gelir ve yavaş yavaş iliklerimize kadar işleyen bu sihirli kelimeler kalbimizi büyüler, bizi sanki üstümüze yığılan şiir ve hayal altında böyle uyuşmuş bırakır. Öyle ki bize, gerçeklerin ötesinden gelerek harikulâde güzelliklerin neşesinden dem vurur.

Nihayet bulutlar, yıldızların üzerine perde çeker, sessiz karanlıklar mutluluğun lezzetini rüzgârlarla savurarak her duyduklarını bize söyler ve yağmurlar başımızdan ruhumuza kadar dökülür. Nazlı baharlarda bizi yaşatan aşkımız, belki her zamankinden coşkun bir lezzetle varlığının havasında mırıltılarla göklere varır, gökler yıldızlarla sulara karışırken hayatın en emin iyiliklerini hatta rüyada bile görmemizin ihtimali ve imkânı düşünülmeyen lütuflarını bize bahşeder.

Uçsuz bucaksız kâinatta bütün bunları zihnimizin mesafesinde, yalnız gönlümüzle idrak eder, vefalı aksisedalarını o sevdalı yüreklerimizle hissedebiliriz. Ruhumuzu kaplayan, ezeli aşinası olduğumuz bu mesafeler, aşkımızı besler ve bizi bu hisler içinde avutur. Nitekim hayatın manası ve tatlılığı düşüncesi, arzuları yıldızlar kadar çok olan gönüllere, onlardan yağan, iyilikler, lezzetlerle bu yaşam tatlarını bilenlere verilir. Her dakikamız yapabildiğimiz şeyler için bize verilmiş bir süredir. Bu nedenle yolumuz ve saatleri sayarak nefes almayan hayatımız, hiç de uzun bir yolculuk değildir.

Eğer ebedi uykumuzdan sonra da, başka yeryüzünde ve başka hallerin içinde, burada yaşanmış ömrümüzü anımsayabilmemiz mümkün ya da yeni bir yaşama doğmamız yazgıda var olsa, burada geçen bütün ömrümüzü de yine bir rüya gibi hatırlarız ve elbette bütün kalbimizi dolduran sevgilimizi de yine yaşarız. Bizden kalan hatıralar, yani her gün yeniden yaşadığımız, yaşayacağımız gerçek ve rüya ile dokunmuş olanlar, canlı, yumuşak ve hep haykıran yüreklerle; o karşılıklı aşklarla tutuşmuş bakışlar arasında daima sürecektir. Biz yalnızca, ilahi şefkatin içinde kaybolmuş, gölgeli bir sığınak, birbirimizin gözlerinde, ayrı ayrı yolları istemeyecek kadar çok seven yürekleriz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu