Özel Yazılar

Bizleri Birleştiren Değerler

Akıl yoluyla değil, ancak sevgi ve ıstırap yoluyla varabiliriz yaşamın tadına. Çünkü sevme eyleminde, kendimizi sonsuzca sürdürmek isteriz. Tersi olan sevgisiz akılda ise oldukça soğuk ve kibirli pek çoğunun yaşamlarını boş yere heba ettiklerini, aslında böylece yaşamadıklarını ve sadece bir insan değil, üzülerek varlık olduklarını görürüz. Oysa sevmekle, özlem duymakla, arzu etmekle daha çok insan olabiliriz. Ve bilmeden önce sevgisizlikten ne kadar muzdarip olduğumuzu, o her şeyin üstünde ve o bizim var oluşumuzu sürdürüp giden, bizi çeken, alıp götüren, bizi sımsıkı tutan, gözle görülmez eli, duyumsarız. Öyle ki adeta nefes alışımızı işitir gibi yüreğimizin en ince yerine dokunur ve gösterir bize kendisini. Ebedi ve merhametli gerçek sevgi, acı çekmededir. Yaşamdır bu, acı çeken, seven ve sevgi isteyen.

Sevgi bize, ondaki iyiliğin güzelliğini, sevecenliğini, görünmeyen şeylerin ebediyetini ve her şeyin içinden geçtikten sonra tekrar sonsuzluğa döneceğimizi duyumsatır. Bazen de anlık olanın ebedileştiği zamanlarda, ıstırabımız bize derin üzüntü verir ve bu derin üzüntü gönlümüzün doluluğundan gözlerden taşar, adeta bize teselli gibi gelir. Çünkü ıstıraptan daha içseldir, derin üzüntü. Yaşamın özü olan derin üzüntü bize, geçip gitmeyenin ve güzel olanın tesellisidir. Ve içimize işleyen kederler öncesiz – sonrasız derinliklerde yer tutup teselliye olan ihtiyacımızı yaşamın hüzünlü kaynağından geçerek, var olduğumuzu söyleyen, gözyaşımızla duyumsadığımız ve bizleri hepimizi birleştiren, daha çok insan yapan gerçek sevgide buluşturur. O, sevginin bütün her şeyi dümdüz ettiği gücüyle her şeyi kucaklamayı ister. Esasen umut ve sevecenlik üzerine kurulu bizlerin, yaşadığımız hayatın üzüntülerini tadıncaya kadar henüz bir ruha bile sahip olduğumuzu fark etmememiz ne acıdır!

Sevgi umutla geleceğe bakar ve hep ona yönelir. Her şey değişerek fakat yitmeden devam eder. Hayallerimizden ve hayal kırıklıklarımızdan yeni umutlar çıkarır ve bizi umut ettiğimize bağlar. Sanki bizi bezeyerek sevecenliğimizle, görmediğimizi yaratmamız için zorlar. Yalnız kaldığımız anlarda bize, zaman zaman mutluluğu elde etmemizi ancak böylelikle erdemli olabileceğimizi anımsatır. Öyleyse yaşam sevgi, sevgi de biraz kadere razı olmamızdan başka nedir? Böylece umut eder, umuda inanırız. Geçmişi anımsarız, şu hali biliriz fakat geleceğe inanırız. Görmemiş olduğumuza inanmamız, görecek olduğumuza inanmamız, ona umut bağlamamızdır. Nitekim sevme ihtiyacı bizdedir ve ezeli, ebedi olan sevgi, içimizde yükselen umutlarımızı koruyarak, hep ümit eder ve hiç yorulmaz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu