Vatan Sevgisinin Kahraman Evlatları
En sağlam değerleri taşıyan yüreğiniz, ‘olsa da olur olmasa da olur’ herkesçe bilinen, hele fedakârlık ve feragat edecekleri bir şeyleri olmayan kimselerin fena korkularıdır. Kendileri de bunu bildikleri için evvela bu yenilmez ruh hedef alınmak istenir, engel görülür. Ahlâk, zekâ ve ruh bakımından olgunlaşmamış bu kimseler, her şeye siyaset mikrobunu bulaştırdıkları gibi, sizlerin sorunları hususuna da bu illeti bulaştırmışlardır.
Sorumlular ya da kendini sorumlu hissedenlerden, Şehit ailesi ve Gazi olduğunuz için neler hissettiğinizi, yalnızlığınızı, özel günlerin dışında gelip, içtenlikle soran var mıdır? Mensubu olmakla şeref duyduğunuz yurdunuzu canınız, kanınız, bütün varlığınızla savundunuz! Peki, bunu yalnız kendini dününen biri yapabilir miydi? Menfaati nerede ise, orada yaşayan biri vatan için ölebilir miydi? Bu devirde vefasızlık marifet, yalnızlığa alışmaksa bir gerek oldu. Sevgi duydunuz, saygılı oldunuz, nezaketli davrandınız, ölçü ile hep ince yaklaştınız, duygulanıp yanıtınızı kim verdi?
Oysa olması gereken bu muydu? Türk Gazisi buna mı lâyıktı?
Değer bulmak, yeterince ilgi demek miydi? Hakikat ikiyüzlüdür deyip, sorunlarla baş başa kalmak mıydı? Yoksa Gazi unvanı, en yüksek saygıya, en yüce sevgiye, en kıvançlı karşılamaya, en değerli sarılmaya, en olağanüstü haklara, en büyük kıymete lâyık değil miydi? Hâlbuki Gazinin incinmesi demek, milli ruh ve ülkü inancı ile yaşayan Türk milletinin incinmesi demektir. İşte karanlıkta iş görenlerin, yurdu aydınlatan ışıktan habersiz olmaları ve özünü yitirmişlerin kayıtsızlığı, yabancıların asılsız suç yüklemeleri, kurnazlığı, düşmanların amansız uğraşları boşa değildir. Kutsal olan ne varsa, onu korumaya sorumlu olanların ihanetleri buna sebeptir. Hiç şüphesiz, bu haysiyetsizce karanlığı, yine Türklerin ışığı Türk savaşçıları aydınlatacak, bir daha kararmamak üzere kendine ait duygunun ve düşüncenin gelişmesini, büyümesini, olgunlaşmasını sağlayacaktır.
Oysaki Türk savaşçıları, günün birinde ölmek için her gün yaşayanlardan değildir. Hayatlarını büyük bir prensip uğruna fedaya hazır, daima yaşatmak için her an ölüme atılanlardır. Onların yaşama nedeni aynı zamanda çok güzel bir ölme nedenidir. Çünkü onların varlıkları, Türk varlığına armağandır. Onlar, Türk milletinin kıvancı, onuru ve sevincidir. Kaçanlar, bunu bilmez! Ruhlarını ucuza satan alçaklar da bunu bilmez, bilemez! Onların yalnızlığı zaafları ile doludur. Oysa onurlu mücadele disiplin ister. Bundan disiplin, Türk ordusu için her şey demektir. Bu nedenle tarihin en disiplinli, biricik ve yenilmez ordusu, Türk ordusudur. Şaşmaz atışların cesur yürekleri, ay taktiğinin eşsiz biçimleri, bilinçlerin köklü yaratıcıları, intençlerin büyük devlet kurma kabiliyetleri ve ebedi disiplinlerin sahipleri, hep bu yüksek askeri ruhtur. Zira her Türk askerinin ruhunda zafer inancı ve asla kırılmayacak Türk milletinin çelik iradeli özü vardır.
Başkalarının yolunda doğru gidileceğine bırakın, kendi yolunuzda yanlış gidin! Hiç değilse o yol sizi, kendinize ait olana çıkaracaktır. Belki yalnız kalırsınız ama yenilmezsiniz.