Napolyon Harpleri
Napolyon Harpleri
Avrupa’yı yıllarca tehdit eden, Fransa’nın dıştan görünen gösterişine ve haşmetine rağmen, onun da bütün Avrupa devletlerinin de huzurunu bozan savaşların başında Napolyon Harpleri gelir. Avrupa, başından bu korkuyu atıp ta Viyana Kongresinde yeni düzenlere rahatça hazırlanırken bir sabah bomba gibi patlayan bir haberle sarsıldı.
Napolyon, sürgünden kaçmış; kendisine bağlı birliklerin başına geçmişti. Hemen karşısına çıkmak, iyice toparlanmadan hızını kesmek gerekti. İngilizler, General Vellingtonu, Almanlar bluheri bu işe memur ettiler.
Napolyon, bunları birbirleriyle birleşip tek cephe haline gelmeden dağıtmak, parçalanmak zaruretini iyice anlıyordu. Prusya ordusu üzerine yıldırım gibi inmesini başarmış, bu orduyu perişan edivermişti. Bu başarı haberi şaşkın ve yılgın Fransa’yı ayakta tutmaya yetmezdi. Ufuktaki tehlikeyi her Fransız kolayca fark edebilirdi. Vellington ordusunu da yenmek gerekti.
Biraz sonra, Vaterlo’nun kuzeyinde yürüyen bir kalabalığın ayak tozlarından çıkan bir bulut ufukta belirmiştir. Gelen kim? Hangi tarafa yardımcı? Napolyon’da bir ümit, Vellington’da bir telaş, Napolyon ne olur ne olmaz yardım düşmana ise daha ulaşmadan en kahraman generali Ney’e hücum emrini verdi. Vellington birliklerini yarmak, parçalamak ve yardım gelmeden geriletmek!
General Ney altındaki atı üç defa çatlatıp değiştirecek kadar hızlı ve hınçlı bir davranışla bütün Fransız süvarilerini düşmana saldırttı. İnsan ormanı yamaçların etekleri, sonbahar yaprakları gibi dökülen Fransız atlarının ve askerlerinin cesaretleriyle örtülüyordu. O tepeler, o anda Avrupa kaderinin nirengi noktalarıydı. Napolyon’un son ihtiyat kuvveti: eski hassa bölüğü de hücuma katıldı. Brüksel önlerindeki bu meydan savaşının son anları yaklaşmıştı. Orman içinde ilerlediği görünen ordu kimin yardımına geliyorsa o muzaffer olacaktı. Çünkü savaş saflarında olanlardan artık hayır yoktu; derken, işte ormandan fışkıran bir asker kalabalığı meydanı alıverdi. Bunlar Prusyalılardı, müthiş bir çığ gibi yardım ettikleri İngiliz ordusunu bile önlerine katmışlar. Sürüklüyorlar! Fransız askerinin, Napolyon generallerinin ve doğrudan doğruya Napolyon’un sözü mü olur artık?