Bir Aşk Mektubu…
Bir Aşk Mektubu…
Sana duygularımı kelimelere dökemiyorum dediğimde, bana mektup yazmamı söyledin. Bende seni dinleyip mektubumun güzel satırlarına başlıyorum…
Beni etkiledin; söylediklerinle, kimliğinle, yalnızlığınla, bana muhtaçlığınla…
Bu muhtaçlığı yanlış anlama. Bana ihtiyacın olduğunu hissettim demek istediğim bu. Devam edelim, değerli olduğumu anlattın, iltifatlar ettin…
İltifatlarınla elbette ki sana aşık olmadım. Beni etkileyen sesin oldu. Öyle hoş bir sesin var ki bunu sana kaçıncı söyleyişim bilmiyorum. Gerçekten o an sana aşık oldum diyebilirim.
İlk duyduğum an kaybettim aklımı neler dediğimi hatırlamıyorum şuan. Saçma sapan konuşmuş olabilirim yada sürekli bi gülme halinde olmuş olabilirim. Mazur gör… Çünkü gerçekten etkilendiğim an o andı.
Sonra dedim işte karşımda olsa öyle konuşsak, baksa gözlerime derin derin…
Aşk gizli kalmaz ya bende engel olamadım işte belli ettim…
Mesela özledim sesini.. Hala kulaklarımda. Ama bir kez daha duymaya cesaretim yok. Herşey daha da zorlaşır o zaman ikimiz için… Tutulurum çünkü kolay olmaz unutmamız…
O telefon görüşmesinin ardından devam eden birkaç gün nasıl neşeliydim anlatamam. Etrafa mutluluk saçıyordum resmen. Gülücükler, anlayışlı ruh hali vs…
Kısacası depresif yaşantıma bir güneş gibi doğdun işte var mı ötesi aşık oldum bende…
Ben senin resimlerinden ziyade seninle konuşmayı, sesini duymayı tercih ediyorum. Görünüşün aklımda çünkü onuda orda istediğim gibi yönetebiliyorum.
Bana gülerken, gözlerimin içine bakarken ne bileyim işte bir şeyler anlatırken falan…
Öyle işte yani yine tam manasıyla anlatamadım ama idare et…
Eğer birgün gözlerinle gözlerim denk gelirse anlarsın sana olan aşkımı…