Türk Edebiyatı

Atebetü’l Hakâyık’dan Seçmeler

Bu yazıda Atebetü’l Hakâyık (Gerçeklerin Eşiği) eserinden seçme dörtlükler,yazılar vs… bulabilirsiniz. İlk olarak Atebetü’l Hakâyık eseri hakkında biraz bilgi verelim.

Atabetü’l-Hakayık (Gerçeklerin Eşiği), Edip Ahmet Yükneki’nin, Karahanlı beylerinden Muhammed Dâd Sipehsalar’a hediye ettiği, hadis ve Arapça beyitlere dayanarak yazdığı şiirlerle, ahlaklı insan olmanın yollarını, ahlak ilkelerini açıklamış, çeşitli ahlakî öğütlerde bulunmuş, İslamî düşünce ve görüşlere yol gösterici olmuş. “Hibetü’l-Hakayık”, veya “Aybetü’l-Akayık” olarak da isimlendirilmiş. Eserde dünyayı, Allahı, insanı bilmenin sadece bilim yoluyla olabileceği anlatılır.

Türk nazım birimi dörtlüklerle oluşan bu eserini şair, Yusuf Has Hacib’in “Kutadgu Bilig”i gibi aruz vezniyle ve Kaşgar diliyle yazmıştır. Şairin bu eserini nerede ve ne zaman yazdığı kesin olarak bilinmemektedir. Atabetü’l Hakayık’ın Kaşgar diliyle, Uygur harfleriyle yazılmış ilk yazması İstanbul’da Ayasofya Kütüphanesi’nde bulunmaktadır.

Senin birliğine delil aramaya kalkışan kimse küçücük ve tek bir nesnede bile binlerce delil bulur. ben şuna kesin olarak inandım: Yok iken beni yarattığın gibi yok eder ve sonra diriltirsin.
(Atebetü’l Hakâyık, Tanrı’yı Ululama – s. 13)

Onun adını anmak ve övmek şerbet olmalı ki dilim adını andıkça ağzım tatlanıyor. Bugün benden salâvat ulaşsın ki yarın bunaltı beni sardığında elimden tutar olsun.
(Atebetü’l Hakâyık, Peygambere Övgü – s. 14)

Bulut küçük bir damlacık su bile hediye etse deniz, bunu az veya çok demeden kabüllenir. Sultanım keremce denizden bin kat daha ileridedir.
(Atebetü’l Hakâyık, Büyük Emîr Muhammed Dâd İspehsâlâr Bey’e Övgü – s. 17)

Bilgili kişi varlığını belli eder. Bilgisiz hayatta olsa bile yitik sayılır. Bilgi sahibi kendi ölse de adı ölmez. Bilgisizin ise daha saglığında adı unutulur.
(Atebetü’l Hakâyık, Bilginin Yararı Bilgisizliğin Zararı – s. 18)

Dili başıboş adam akıllı mı olur? Boşboğaz sözleri, çok başlar yedi. Birini dil ile yaralama; bil ki ok yarası kapanır da dil yarası kapanmaz.
(Atebetü’l Hakâyık, Dilini Korumak – s. 20)

Bu dünya yılan gibidir, yılanı öldürmek gerekir. Çünkü o el ile yoklanırsa yumuşak görünür ama içi zehir doludur. Yılan kendisi yumuşak olduğu hâlde insana kötülük yapar, ondan uzak durmalı ve yumuşaklığına aldanıp sarılmamalıdır.
(Atebetü’l Hakâyık, Dünya Bir Konak Yeridir – s. 23)

Ey dost, bilgi sahibinin izinden yürü. Eğer konuşursan, sözünü bilerek söyle. Cömert adamı öv, eğer öveceksen. Cimriye ise en sert yay ile okunu nişan al.
(Atebetü’l Hakâyık, Çömertlik ve Cimrilik – s. 23)

Büyüklenme elbisesini giyindin ise hemen üzerinden çıkarıp at. Halka karşı kibirle göğüs kabarttınsa, dilini hemen düzelt. Allah’ın varlığına ve birliğine inancın belirtisi alçak gönüllü olmaktır. Eğer sen de mümin isen alçak gönüllü ol.
(Atebetü’l Hakâyık, Alçak Gönüllülük ve Kibir – s. 25)

Eş hırslı kişi, de bana: Hırslı davranmanın ne gereği var, bu kadar hırs neye yarar? İster dar, ister geniş, senin rızkın yazılmıştır; hırslanmak acaba bunu daha iyi yapar mı?
(Atebetü’l Hakâyık, Hırs – s. 26)

Büyüklüğü erişirsen, aslını şaşırma. Atlas giyersen, bez giydiğin zamanları unutma. Yükseldikçe daha çok yumuşak huylu ol. Büyüğe ve küçüğe tatlı dil kullan.
(Atebetü’l Hakâyık, Yardımseverlik, Uysallık ve Diğer İyilikler – s. 27)

Dünya hüner ve erdem sahibi kişilere çok daha vefasızdır. Hünersizler daha az cefa çeker. Erdem ile talihin bir araya gelmesi ise bulunmaz nadirden daha nadirdir.
(Atebetü’l Hakâyık, Günümüz Düzeninin Bozukluğu – s. 30)

Adım Edib Ahmed, sözüm edep ve öğütten ibarettir. Vücudum gider sözüm burada baki kalır. Bahar geçer, güz gelir; ömür biter. Bu gelip geçen bahar ve güzler benim ömrümü tüketir.
Ey benden sonra gelen, bunu okursan beni duada unutma. Sen de bana dua edersin diye bu nadide sözleri sana hediye ettim.
(Atebetü’l Hakâyık, Kitap Sahibinden Okuyucuya – s. 31)

Edip Ahmed’in doğup büyüdüğü yer Yüknek’tir. Orası gönül açıcı, güzel ve hoş havalı bir yerdir.
Babasının adı Mahmud Yüknekî’dir. Hiç şüphesiz Edip Mahmud’un oğludur.
Eserin bütünü Kaşgâr dili iledir. Edip bunu gönül inceliği ile söylemiştir.
(Atebetü’l Hakâyık, Edib Ahmed Hakkında III – s. 32)

Kemikte ilik gibidir insana bilgi,
İnsanların süsü akıldır, kemiğinki ilik.
Bilgisiz, iliksiz kemik gibi bomboş,
İliksiz kemiğe sunulmaz el.
(Atebetü’l Hakâyık, (C 89-96) – s. 59)

Bilgisize doğru söz tatsız olur,
Ona öğüt, nasihat yararsız olur.
Ne türlü, kirli arınır yıkayınca;
Cahil yıkanıp arınmaz, kirli olur.
(Atebetü’l Hakâyık, (B 105-112) – s. 63)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu